ECHA’nın “2021 REACH İnceleme Raporu”

1 Temmuz 2021 Perşembe

REACH (Registration, Evaluation, Authorisation and Restriction of Chemicals),  Avrupa Birliği'nde kimyasallara ilişkin var olan birçok mevzuatın tek bir çatı altında toplanmasını amaçlayan bir AB tüzüğüdür. REACH, Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması anlamına gelmektedir. Ülkemizde de KKDİK olarak adlandırılmış, mevzuat ve rehber dokümanlar birebir dilimize çevrilmiş ve uygulamaya geçilmiştir.

REACH Tüzüğü, 18 Aralık 2006 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilmiş ve 1 Haziran 2007 tarihinden bu yana yürürlüktedir. Tüzüğe göre ülkelerinde faaliyet gösteren ve yılda bir tondan fazla kimyasal madde üretim veya ithalatı yapan tüm firmaların bu kimyasalları Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) yönetimindeki bir merkezî veri tabanına kaydetmeleri ile süreç başlamıştır. Dolayısıyla bu uygulama ile, tüm dünya ülkelerinin AB ülkelerine olan kimyasal madde ihracatını dolaylı olarak etkilenmiştir. 

Gamze SÜREN

Kimya Mühendisi- KDU

“Veri yoksa, Pazar yok” Sloganıyla, AB ülkelerindeki pazarı hedefleyen tüm sanayiciler için, kayıt, izin ve kısıtlama gibi yükümlülükler de beraberinde gelmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu 2008 yılı ikinci yarısında başlayan ön kayıt süreci, 2018 yılı ilk yarısına kadar devam etmiştir. 2018 yılı sonrasında ise pazara girmeden önce maddenin nihai kaydının yapılabilmesi sorgulama şartına bağlanmıştır.

10 yıllık kayıt süreci ve totalde REACH temellerinin atıldığı 2006 yılından bu yana geçen 15 yıllık süre zarfında ECHA tarafından her beş yılda bir kayıt dosyalar incelenmiş ve rapor edilmiştir. Geçtiğimiz günlerde ECHA tarafından hazırlanan bu inceleme raporların üçüncüsü “Report on the Operation of REACH and CLP 2021” başlığı altında yayınlanmıştır.

Raporda Öne Çıkanlar;

Kimyasalların kullanımı, maruz kalma sınır değerleri, etkileri hakkında bugün çok fazla ilerleme kaydedildiğini söylemek mümkün olmakla birlikte günümüzde kaydedilen bu ilerleme sayesinde endişe yaratan birçok kimyasalı belirlemek ve geçmişe nazaran bu konuda hızlı, doğru ve etkili kararlar alarak insan sağlığı ve çevre için oluşacak riskleri en aza indirmekle mümkündür. Ancak halen kimyasalların riskleri hakkında REACH’e sunulan kayıt dosyalarında tutarsızlıkların mevcut olduğu belirtilmiştir.

CLP (Sınıflandırma, Etiketleme ve Ambalajlama-SEA) ve REACH birbiri ile entegre olmasına karşın hazırlanan raporda, gözlemlenen tutarsızlıklara değinilmiştir. Bu sebeplede, ECHA nın sağladığı bilimsel çıktıların risk yönetimine dönüştürülmesinde aksaklıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu tutarsızlıkların ortadan kaldırılmasında kaynak/veri sağlama mekanizmalarının gözden geçirilmesi, yapılan değerIendirmelerin artırılması, detaylandırılması gibi faktörlerin etkili olacağı belirtilmiştir.

Raporda, 15 yıldır yürütülen uzun ve zorlu bu süreç düşünüldüğünde bugün gelinen noktadan memnun olmakla birlikte halen iyileştirilmesi gereken çok fazla şey olduğu ve bunların hayata geçirilmesinin de kolay olmayacağının farkında olduklarını belirtmişlerdir.

Özellikle maddelerin ve karışımların değerlendirilmesinde, sınıflandırılmasında, uyumlaştırılmasında ve etiketlenmesinde yaşanan zorluklar göz önünde bulundurulduğunda sürecin kolay olmadığını tahmin etmek bizler için de zor değildir.

CLP ve REACH için temel hedeflere bakıldığında

• insan sağlığını ve çevreyi korumak,

• maddelerin, karışımların ve nesnelerin serbest dolaşımını sağlamak,

• iç pazarda rekabet gücünü ve yenilikçiliği artırmak,

• maddelerin tehlikelerini değerlendirmek için hayvan testlerine alternatif yöntemleri teşvik etmek olduğunu söylemek mümkündür.

Madde ve karışımların özelliklerinin değerlendirilmesi ve uyumlaştırılmış kriterlere göre sınıflandırılması güvenlik tavsiyesi oluşturmak ve nihayetinde kimyasalları işyerinde daha güvenli bir şekilde kullanmak için bir ön koşuldur. Maddeler, çalışanı kimyasalların tehlikeleri hakkında bilgi verecek şekilde etiketlenmelidir. İşverenler maruziyeti önlemek için gerekli ve yeterli mühendislik önlemlerini almakla yükümlüdür. Ancak mühendislik önlemlerinin teknik olarak mümkün olmaması halinde işçileri korumak için gerekli tedbirleri almak zorundadır. (KKD gibi).

REACH kapsamında kimyasalların risk yönetimi ve güvenli kullanım sağlama yöntemleri, şirketlerin piyasaya sürülen maddeleri için kayıt yaptırmaya odaklanmalarına, kullanılan kimyasallarla ilgili düzenlemeye gitmelerine katkı sağlamış ve Kimyasal Güvenlik Raporlarının oluşturulmasıyla da bu katkı desteklenmiştir.

Ancak, Kimyasal Güvenlik Raporları (KGR) incelendiğinde, kayıtlı maddeler için yapılan çalışmaların ve denetlemelerin, eksik tehlike ifadeleri ve yanlış sınıflandırmaların mevcut olduğunu göstermiş. Yine Kimyasal Güvenlik Raporlarında yer alan “Maruz Kalma Senaryoları ”nda (MKS)  özellikle belirli kullanımlar ve çevresel etkiler bölümlerinde ciddi eksiklikler olduğu tespit edilmiş. 2018 yılında 3300 karışım üzerinde yapılan incelemede yaklaşık %33 ünün uygun olmadığı, %17 sinin daha derin ve detaylı incelendiğinde ise sınıflandırma ve tanımlanamayan risklere yol açtığı sonucu ile karşılaşılmıştır.

2018 yılında kayıtların tamamlanmasının ardından Avrupa da en çok kullanılan yaklaşık 23 bin madde için detaylı bilgiye erişim, maddelerin kayıt edilmesi ile sağlanmıştır. CLP de ise yaklaşık 180 bin madde için sınıflandırma mevcuttur. Sınıflandırmada iki yol vardır; ilki şirketlerin ellerinde var olan verilere dayanarak yaptıkları sınıflandırma ve ikincisi ise maddelerin sınıflandırılmasında kullanılan uyumlaştırılmış sistem kararına bağlı sınıflandırmadır. 

Aynı maddenin sınıflandırılmasına ilişkin tutarsızlıklar söz konusu olabilmektedir. REACH in uygulanmasıyla birlikte bu tutarsızlıkların önüne geçilmesi amacıyla sınıflandırmada revizyona gidilmiştir.

Yüksek Önem Arz Eden Maddeler

REACH yönetmeliğinin 57. Maddesindeki kriterleri karşılaması durumunda maddeler, yüksek önem arz eden maddeler olarak nitelendirilmektedirler (SVHC; substance of very high concern). SVHC listesine eklenen maddeler için ikame ürün bulmak ve yüksek önem arz eden maddenin kullanımını azaltmak oldukça önemlidir. SVHC li maddeler önce aday listeye (Candidate List) eklenir ve ardından Ek-14 “İzne Tabi Maddeler Listesi” ne (Authorisation List) eklenirler.  2016-2020 yılları arasında 43 madde daha SVCH li olarak tanımlanmıştır. Listeye eklenmek üzere toplam da 393 madde yer alırken 2020 yılı sonu itibariyle bu maddelerin 211 tanesi Aday Listede yer almıştır. ECHA tarafından yapılan 96 katılımcıdan oluşan bir ankette ise katılımcıların yarısından fazlasının madde henüz aday listesinde iken, EK-14 e dâhil edilmeden ikame ürün kullanımına geçtiklerini ifade etmişlerdir.

Avrupa komisyonu tarafından Şubat 2020 de, 11 madde daha İzne Tabi Maddeler Listesine eklenmiş ve bu maddelerden 6 sı insan sağlığını koruma amaçlı eklenen maddelerdir. ECHA, eklenen 11 maddeden 5’ i için herhangi bir izin başvurusu olacağını ön görmemektedir. İnsan sağlığını korumak amaçlı eklenen 6 madde için EK-14 listesine eklenmeden önceki kullanım hacimlerinin 15.000 ton/yıl iken sonrasında kullanım hacmi neredeyse %85 oranında gerilemiştir.

İzne Tabi Maddeler Listesinde yer alan bir maddenin kullanımı söz konusu ise o madde için bir izin dosyası sunulması gerekmektedir. 2020 yılı sonunda kullanım izni sona erecek 24 maddenin 8 tanesi incelenmek üzere ECHA ya sunulmuştur. Bu inceleme raporlarında 12.000 ton olan kullanım hacminin 600 tona gerilediği yani %95 oranında bir hacim düşüşü olduğu gözlenmiştir. Kalan 16 madde (Yaklaşık hacim;7000 ton /yıl) için ECHA ya herhangi bir rapor sunulmamış olması sebebi ile maddelerin AB piyasasında yer almadığı düşünülmektedir.

Genele baktığımızda REACH uygulanmaya başladıktan sonraki süreçte iş sağlığı ve güvenliği mevzuatıyla uyum çerçevesinde çalışanların SVHC li maddelere maruz kalma sürelerinin azaltılmasında ciddi rol oynadığını söylemek mümkündür. AB Üye Ülkelerinin belirledikleri maruz kalma sınır değerleri, şirketleri ek risk yönetim önlemleri almaya ve iş yeri maruz kalma sınır değerlerini belli seviyelerde sabit tutmaya yönelik yatırım yapmaya yönlendirmiştir.

Örnek olarak Krom VI bileşiklerini verecek olursak; AB Komisyonu tarafından 2016 da 25 μg/m3/8 sa olarak önerilen mesleki maruziyet sınır değerleri (Occupational exposure limit values - OEL) için hali hazırda şirketler ECHA ya maruz kalma seviyelerinin 5 in altında bir seviyeye çekilmesi için başvuruda bulunmuştur. Bunun bir sonucu olarak Avrupa Parlamentosu OEL değerinin düşürülmesini talep etmiş, ardından nihai bir sonuca varılmıştır. 17 Ocak 2025 e kadar 10 μg/m3 ve sonrasında ise 5 μg/m3 seviyelerine düşürülmesi kararı alınmıştır.

ECHA da aday listeye girmesi muhtemel maddeler için kısıtlama ile yürürlüğe girmesi arasında geçen süre zarfında şirketler, maddeyi ikame etme yoluna gitmeli ve maruz kalma değeri seviyelerini azaltmayı hedeflemelidirler. 

Uygulamaların hayata geçirilmesi sonucu 2016 yılında küçük bir grupla denetim yapılmış ve 2015 te son kullanma tarihleri dolan 14 madde için 800 kontrol grubu denetlenmiştir. Denetlemelerin sonucunda piyasada kısıtlı maddelerin kullanımının aşamalı olarak kaldırıldığı sonucuna varılırken, yalnızca %9 luk bir oranda izin yükümlülüğünü ihmal eden maddelerin varlığına rastlanmıştır.

ECHA forumu, 2020 süresince AB çapında son kullanma tarihi geçen izne tabi tüm maddeleri kapsayacak olan dokuzuncu büyük uygulama projesini başlatmak üzere hazırlıklarını tamamlamış, projeden sorumlu denetleyicilerin kontrolünde odak noktaları iş sağlığı ve güvenliği ile kullanım koşulları olmak üzere değerlendirmelerde bulunacaklardır.

Tüm bu gelişmeler ve sonuçlara KKDİK sürecinde bizlere de yol gösterici olmalıdır. Türkiye olarak KKDİK Yönetmeliği kapsamında sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizde insan sağlığı ve çevre açısından olumlu sonuçlar alacağımıza hiç şüphe yoktur.

Tüm Blog Yazıları

KATALOG

Aşağıda yer alan butona tıklayarak Pdf formatındaki kataloğumuzu indirebilirsiniz!

PDF Katalogu İndir

BİZE ULAŞIN

Halkapınar Mahallesi 1202/1 Sk No:69 D:103 İnşaatçılar İşhanı, Konak - İzmir
T : (0232) 457 50 21
F : (0232) 457 50 81